Ayak yapan kaleciler..(!)
Kaleci , tabi ki işinin büyük bir kısmını elleri ile yapan bir oyuncu.. Fakat kaleciliğin bir başka yönü de var.. Bunu büyük bir kesim “risk” olarak kabul etse de biz “riskli ama kazançlı” olarak kabul ediyoruz..
Kaleci oyunu ayakları ile de oynaması gereken bir oyuncu.. Diğer oyunculardan farkı iki çeşit uzuvu ile oyunu oynayabilme özgürlüğü olmasıdır.. Peki durum böyle ise ; neden bizim ülkemizde “kaleciye dönmeeeee!! , at taça ! diye bağırılır ? ” İşte sorgulanması gereken en önemli konu bu..
Artık “bu çok iyi kaleci ” dediğimiz oyuncular , ayaklarını elleri kadar doğru kullanan kalecilerden oluşuyor.. Size sorayım , aklınıza gelen en iyi 3 kaleciyi yazın desem , minimum 1 tanesi ayaklarını çok iyi kullanan bir kaleci olacak.. Bu %33 ‘lük büyük bir orana sahip..
Bizler , kalecilerin artık oyunda daha etkin bir rolde olmasını ve topa yakın olmasını isteyen eğiticileriz.. Evet büyük risk alıyoruz ama karşılığını elbet alacağız.. Kaleciler bu şekilde sadece günde 1,5 saatlik antrenmanda 30-45 dk etkin olmuyor.. Sürekli oyun içerisinde ve sürekli zihinsel açıdan hazır bulunuyor.. Zaten bir oyuncunun “hazır bulunuşluk” durumunu üst seviyede tutarsanız daha çok verim alacağınız testlerle kanıtlanmış bir durumdur..
J.Cruyff der ki “ futbol zihinle oynanmalı ” Bizde diyoruz ki ; kaleci zihnini sadece elleri ile ilişkilendirmemeli .. Kaleci , rondo çalışmalarına , çift kalelerde başka mevkilere , şut çalışmalarında şut atan grubun içine dahil olmalı.. Kaleci orta sahaya yakın yerde konumlanabilmeli , ceza alanının sağ ve sol yanını serbestçe kullanmalı..
Bu eğitim tarzı ile , Gölcük Karadenizspor ve Plajyolu Kaleci Akademisi olarak farklılık yaratacağız..
Benim en büyük üzüntüm şu; futbolun defansif ve fiziksel yanı, teknik ve hücumsal becerinin yerini aldı.. Bu gidişle futbol izlerken hepimiz sıkılacağız.. Diyen Xavi Hernandez ile doğru orantılı düşünen bir ekibiz.. Canımız sıkılmayacak ama canları sıkılacak..
(canları sıkılacak = biz pas yaparken rakip sıkılacak )